Tame Impala’yı ilk dinlediğimde, kelimenin tam anlamıyla başka bir evrene geçiş yapmış gibi hissetmiştim. Ne tam olarak geçmişin psikedelisi, ne de bugünün elektronik pop kalıplarıyla sınırlıydı. Kevin Parker’ın tek kişilik evreninden çıkan bu sesler, bir yandan nostaljik, bir yandan da zamanın çok ilerisinde. Günümüz müziği yapaylıkla samimiyet arasında gidip gelirken, Tame Impala tam bu ikisinin