Now Reading: Duygularım Nerede? Duygusal Körlükle Yaşamak

Loading
3 Aralık 2024 / Sevimcan KAYAYURT

Duygularım Nerede? Duygusal Körlükle Yaşamak

svg178

“Ne hissediyorsun?” Bu basit soru, pek çok insan için kolay bir cevaba sahiptir. Üzgün, mutlu, endişeli ya da kızgın… Ama benim için bu sorunun cevabı bir labirent gibi. Evet, duygusal körlükle — bilimsel adıyla aleksitimi ile — yaşıyorum. Bu, duygularımı tanımlamakta ve ifade etmekte zorlandığım anlamına geliyor.

İlk başta, bu durumun sadece benim kişisel mücadelem olduğunu düşünürdüm. Ama terapiler, araştırmalar ve benim gibi bu duygusal bulmacayla boğuşan insanlarla tanışmak bana farklı bir perspektif sundu. Aleksitimi, aslında birçok insanın yaşadığı, ancak pek bilinmeyen bir durum. Hem kendi hikayemi anlatmak hem de bu konudaki bilimsel gerçekleri paylaşmak istedim. Eğer benzer şeyler yaşıyorsanız, şunu bilmenizi isterim: Yalnız değilsiniz.

Aleksitimi Nedir?

Duygusal körlük, kişinin kendi duygularını tanımlamada ve ifade etmede zorlanmasıdır. Kelime kökenine bakarsak:

  • A: Olmayan
  • Lexis: Kelime
  • Thymos: Ruh veya duygu

Yani, “duygular için kelime yok” demek. Tam olarak böyle hissediyorum! İçimde bir şeyler var, ama onlara isim koyamıyorum.

Terapiyle Başlayan Yolculuğum

Terapiye başladığım ilk gün, psikoloğum büyük bir gülümsemeyle sordu:
— “Bugün ne hissediyorsun?”
— “Sanırım açım?”

Ne diyeceğimi bilemedim. Duygularımla bağlantı kurmak o kadar zor ki, bazen fiziksel hislerle karıştırıyorum. İlk başlarda bu soruya cevap vermek imkânsız gibi geliyordu. Ama terapinin bana öğrettiği en önemli şeylerden biri, duyguların da öğrenilebilir olduğuydu.

Araştırmalar Ne Diyor?

Benim gibi hisseden insanların var olduğunu ve bu durumun bilimsel olarak incelendiğini öğrenmek, büyük bir rahatlama oldu. Aleksitimi, sadece bir kişilik özelliği değil; sinirbilimsel temellere dayanan bir durum. Beynin anterior insula ve anterior singulat korteks gibi bölgeleri, duyguları algılamada ve işlemekte önemli rol oynuyor. Bu bölgelerdeki bazı farklılıklar, duyguların tanınmasını zorlaştırabiliyor.

Travmalar ve Çocukluk:
Çocukluk döneminde duygusal ihmal veya travmatik olaylar yaşayan bireylerde aleksitimi daha yaygın. Duygular bastırıldığında veya ifade edilmediğinde, zamanla onları tanıma yetisi köreliyor. Bu bana da çok tanıdık geldi.

Toplumsal Etkiler:
Araştırmalar, aleksitiminin erkeklerde daha sık görüldüğünü söylüyor. Toplumun erkeklere yüklediği “güçlü ol” mesajı, duyguları ifade etmeyi engelleyebiliyor. Ancak bu, sadece erkeklerle sınırlı değil. Kadınlar da bu durumu yaşayabilir; özellikle duygusal ifadelerin zayıflık olarak görüldüğü ortamlarda.

Sosyal Hayatta Aleksitimi: Empati Labirenti

Duygusal körlük, sadece kendi duygularımı anlamamı zorlaştırmakla kalmıyor; başkalarının duygularını da “okumamı” güçleştiriyor. Empati kurmak, yüz ifadelerini, ses tonlarını ve beden dilini anlamayı gerektirir. Ancak ben bu sinyalleri bazen kaçırıyorum.

Yanlış Anlamalar:
Arkadaşlarım bazen duygusuz ve umursamaz diyor. Oysa duygularım var, sadece onları dışa vuramıyorum. Bir arkadaşım sessizleştiğinde, üzüldüğünü fark etmeyip “Konuyu kapattı” diye düşünmem gibi… Bu yüzden empati kurmak, benim için bir dedektiflik işi gibi. Ama bu çaba, ilişkileri daha anlamlı hale getiriyor.

Peki, Bağ Kurmak Mümkün mü?

Elbette! Aleksitimi, duygusal bağlantıyı imkânsız hale getirmiyor; sadece daha fazla çaba gerektiriyor. İşte benim öğrendiklerim:

  1. Açık İletişim: Duyguları anlamak zor olabilir, ama düşünceleri net bir şekilde ifade etmek ilişkileri güçlendiriyor. “Şu an ne hissettiğimi bilmiyorum” demek bile bir başlangıç.
  2. Duyguları Öğrenmek: Terapide öğrendiğim tekniklerden biri, duygulara isim vermekti. Her gün ne hissettiğimi yazmak, zamanla duygusal sözlüğümü genişletti.
  3. Empati İçin Sabır: Aleksitimi, karşı tarafta “ilgisizlik” gibi görünebilir. Ancak bu durumu açıklamak, yanlış anlamaları azaltıyor.

Bazen Komik, Bazen Zor

Duygusal körlük, bir yandan hayatı zorlaştırırken bir yandan da bana benzersiz hikayeler kazandırıyor. Arkadaşlarıma “Hissetmiyorum, analiz ediyorum!” diyerek espri yapıyorum. Belki de en büyük kazanımım, başkalarının duygularını anlamaya daha çok çaba göstermek oldu.

Kendimi çözmek, her gün yeni bir macera. Duygularım bazen kayıp haritada işaretlenmemiş yerler gibi. Ama keşfetmeye devam ediyorum. Belki bir gün, haritamı tamamlarım. Şimdilik, duyguların gizemli dünyasında, pusulasız ama umutlu bir gezginim!

Sevimcan Kayayurt

Kendi halinde bir iletişim uzmanı

svg

What do you think?

It is nice to know your opinion. Leave a comment.

Bir Cevap Yazın

Loading
svg

Quick Navigation

  • 1

    Duygularım Nerede? Duygusal Körlükle Yaşamak