Bugün “Dünya Hayal Kırıklığı Günü”.
Duyunca garipseyebilir insan; karamsarlığın takvimde yeri mi olur? Oysa hayal kırıklığı, insan olmanın kaçınılmaz parçasıdır. Belki de kutlamaktan çok, anlamaya, sindirmeye ve onarmaya ihtiyaç duyduğumuz tek “gün”dür bu.
Hayal Kurmak
İnsan olmanın belki de en naif, en kırılgan yanı hayal kurmaktır. Bilinmeyene umut bağlamak, henüz olmamış bir şeye gönül vermek… Hayaller, zihnimizin ötesine taşan arzularımızdır. Bir ev, bir iş, bir aşk, bir hayat… Belki de sadece bir an: huzurlu bir sabah kahvesi ya da karanlıkta bir omuza yaslanmak.
Hayal kurmak, kendi gerçeğimizin ötesine geçme cesaretidir. Ve ne yazık ki, bazen gerçek dünya bu cesareti cezalandırır.
Hayal Kırıklığı
Hayaller kırılır. Sessizce. Gürültüsüz. Ve çoğu zaman kimse duymadan.
Bir insanı en derinden yaralayan şey çoğu zaman büyük kayıplar değil, küçük hayal kırıklıklarıdır. Aranılmayan bir telefon, tutulmayan bir söz, görülmeyen bir emek… Belki de en kötüsü: kendimizin bile göremediği potansiyeller.
Hayal kırıklığı, umutla inşa ettiğimiz içsel yapının bir anda çökmesidir. Ama aynı zamanda, içimizdeki “insan”a ayna tutar. Çünkü yalnızca hayal kuranlar hayal kırıklığına uğrar. Ve bu, hâlâ canlı olduğumuzu gösterir.
Kırılan Hayallerden Kalanlar
Belki de hayal kırıklığı, insan olmanın bedelidir. Ama aynı zamanda değeridir de. Çünkü her kırık, bir yeniden başlama ihtimalini doğurur. Her yıkım, içimizde başka bir yapının sessizce kurulduğunu fısıldar.
Bazen en büyük hayal kırıklığı, bizi en hakiki yola çıkarır. Bazen pes ediş, aslında yön değişimidir. Ve çoğu zaman, kırılmış bir hayalin ardından gelen sessizlik, içimizde yeni bir sesi duyurur.
İnsan Olmak: Kırıklarla Yaşamak
“Hayal kırıklığı, hâlâ hayal kurabildiğinin en açık kanıtıdır.”
İnsan olmak; hayal kurmak, hayal kırıklığına uğramak, sonra yine hayal kurmak demektir. Belki aynı hayal değil, belki aynı hevesle değil… Ama yine de kurmak.
Bugün eğer bir hayaliniz kırıldıysa, yalnız değilsiniz. Hepimiz bu sessiz topluluğun birer parçasıyız. Bugün üzülmek serbest. Beklemek, küsüp susmak serbest. Ama unutmayın: bu da geçecek.
Belki yarın, belki başka bir hayalde… yeniden başlarsınız.
Ve belki o zaman, “iyi ki kırılmıştı” dersiniz.
What do you think?
It is nice to know your opinion. Leave a comment.